Avrupa Parlamentosu’ndaki bir grup milletvekilinin inisiyatifiyle Azerbaycan aleyhine kabul edilen kararın devam eden tartışmalarını şiddetle kınıyorum.” Bu sözleri Azerbaycan Milletvekili Vugar İsgandarov bir basın açıklamasında söylemiş oldu.
Milletvekiline bakılırsa söz mevzusu olan belge Ermeni ayrılıkçıların tutumunu savunacak cümleler içeriyor ve Azerbaycan’ın Laçin yolunu açması gerektiği vurgulanıyor:
“Ek olarak AGİT sulh gücü diye bir şey olmamasına karşın belgede Rus askeri birliğinin bölgeyi terk etmesi ve yerlerine AGİT sulh güçlerinin gelmesi gerektiği belirtiliyor.
Bununla beraber belgede, “Azerbaycan’ın bölgede kalıcı sulh ve güvenliği sağlama çabalarıyla açıkça çelişen, Azerbaycan ve Ermenistan’ın Karabağ’daki Ermenilerle olan ulaşım, enerji ve yazışma ilişkilerinin kesilmesi” çağrıları da yer ediniyor.
Avrupa Parlamentosu’nun ortalama 4 yıl ilkin, Aralık 2018’de Avrupa Birliği’nin dış siyaset ve güvenlik alanındaki ortak politikasına ilişkin bir karar kabul ettiğini dikkate almak gerekir. Avrupa’nın almış olduğu bu tavır ve kabul edilen bu belge, 2018’de almış olduğu kararın ilkelerini ihlal etmektedir.
Avrupa Parlamentosu, bahsetmiş olduğu yazışma hatlarının Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne ve yasalarına aykırı olarak inşa edildiğini dikkate almalı ve bugün söz mevzusu yazışma hatlarının Azerbaycan yasalarına uyarlanması gerekmektedir. Avrupa Parlamentosu, kararlarına ve kararlarına dayalı bir siyaset yürütmelidir. Objektif görüş belirtemiyorsa, en azından bölgede sağlanan güvenliği baltalayacak görüşler dile getirmekten kaçınmalıdır.
Hatırlatmak gerekir ki, birkaç yıl ilkin, Avrupa Parlamentosu bağımsız olmak isteyen kuruluşları veto etti. Ukrayna, Gürcistan ve Moldova dahil olmak suretiyle İspanya’nın toprak bütünlüğünü desteklediğini deklare etti. Bu durumda Avrupa Parlamentosu niçin Azerbaycan’a karşı çifte standart uyguluyor? Avrupa Parlamentosu Rusya’ya bağımlı olan Ermenistan’ın bu kadar çelişkiye karşın konumunu hangi temelde korumak için çaba sarfediyor?
Görünen o ki, Avrupa Parlamentosu’nun almış olduğu pozisyon, bölgede sağlanan güvenliğe emsalsiz bir halde meydan okuyor ve buna karşı adımlar atıyor ki bu da Avrupa Birliği’nin dış siyaset ve güvenlik alanındaki genel politikasının ne kadar güvenilmez ve temelsiz bulunduğunu gösteriyor”.
Ülker Farmankızı
Yoruma kapalı.